• REPLY 1988

    REPLY 1988

    KONU
    Deoksun(Lee Hyeri), Junghwan(Ryu Jun Yeol), Sunwoo(Go Kyung Pyo), Taek( Park Bo Gum) ve Dongryong(Lee Dong Hwi) aynı mahallede büyüyen 5 yakın çocukluk arkadaşıdır. Tıpkı kendileri gibi aileleri de birbirleriyle çok yakındır. Hikâye 1988‘de Ssangmungdong’da geçmektedir ancak günümüze dönüşler de vardır.

    İzlemeyi düşünmediğim ama pandemide ilk bölümüne bir bakayım dedikten sonra bırakamadığım dizilerden biri oldu. Sonundan sahnelerin da yer alınca en sonunda kim kiminle birlikte olmuş diye meraktan izlemeyi bırakamadım. İlk bölümdeki beni etkileyen sahne durmadan diğer evlere bir tabak yemek götürmeleri çok güzeldi. Artık oflayarak sokakta karşılaşıyorlardı.
    Ağlamayı hiç sevmem dram asla izlemem ama dram olmamasına rağmen beni özellikle de son bölümlerde göz yaşları için deizlettirdi. Kimi yerler de güldürdü kimi yerlerde sahneler bittikten sonra bende onlarla birlikte ağladığımı fark ettim. Sıcacık bir diziydi.

    İtiraf edeyim biraz uzun yapmuşlar. Türk dizileri kadar olmasa da bir kore dizisine göre uzundu. İlerleterek izlediğim sahneler oldu.

    Ama en çok da ne hissettim diye dizinin sonunda durup düşününce cevabım kıskançlık oldu. Evet o yakın arkadaşlığı, küçüklüklerinden beri yakın olamaları ve büyüyünce de aynı kalabilmeleri. Çocukluk arkadaşınla birlikte olmak ve seni herşeyini bilmesine rağmen sevmesi.

    Tabiki tamamen kıskançlık değildi. İnsan kendi ailenin fedakarlıklarını da fark edip iyi ki dediğim gidip aileme sarılmak istediğim anlar oldu.

    Kesinlikle izlenmeli mi? Buna cevap veremem. Çok duygusal ve gerçek hayattan bir diziydi. İzleyince korenin aile yapısının da bize benzerliği belki de duyguları bu kadar derinden hissetiren. Oyunculukları da eklemezsek olmaz. , ağlıyorlar bir damla gözyaşı. Pıt. O kadar çok ayrıntıya yer verilmişti ki o yıllara ait. Sanki şu an bambaşka bir zamanda hissi yaratıyor. Çok eski zamanlar değil ama bir o kadar da ulaşılamayacak kadar uzakta.

    Ailelerin kıskançlık olmadan birbirleri ile iletişimleri. Aslında onlarında yakın arkadaş olmaları. İşte esas kısım burası 🙂

    Deuk Suk. Sanırım bu karakter en sevdiklerimden biriydi. Kimden ilgi görse kalbi oraya kayıyordu. Lisede ki yaşanan duygularımızın birebir aynasıydı bu karakter. Şu küt saçlarıyla, gülüşüyle..
    Ablasıyla olan kavgaları. Saç baş kavga ediyorlar bildiğin. Kardeşliğin özü işte bu kavgalar 🙂 Ama hani derler ya çocuklar ailelerinin yansımasıdır. İşte anne babasının kavgaları da böyle gürültülü.
    Bodrum katta yaşam. Borç içinde ve elindeki az parayı da insanlara üzüldüğü için boş eşyalara harcayan bir baba. Çok başarılı ama maddi durumlarından dolayı hukuk yerine çğretmenlik okuyan ve tüm mahalledeki çocukların korktuğu bir abla ve erkek kardeş.

    Ama son olarak eklemek gerekirse bu gülüş için izlenir 🙂

  • Castle Rock – 1. Sezon

    Castle Rock – 1. Sezon

    Bir Stephan King dizisini bitirmiş bulunuyorum. Hayatımda izlediğim hem çok durağan hemde aşırı merak ettiğim bir dizi oldu. Annemle birlikte izledik ve 9. bölüme geldiğimizde annem artık isyanlardaydı. Bunlar bizim aklımızla oynuyorlar ya diyip hem kızıyor hem de izlemeye devam ediyordu 🙂
    Dizi 10 bölüm olunca haliyle hızlı bitti. Ama annemle bizim beynimiz de error verdi tabiki 🙂 Dizi bitince annem artık izlemem boşa vaktimiz gitti diye söylene söylene gitti. Ertesi gün işten geldiğimde (2.sezon için) bir bölüm daha izlesek mi diye soruyordu ? İşte bu dizinin size yaptıkları bu 🙂 Beyniniz eriyip akıyor ama devamını merak etmeden duramıyorsunuz?Herkese uygun bir dizi değil elbette farklı konseptte bir diziydi. Stephen King’den bahsediyoruz elbette 😉

    Diziye gelecek olursak dizide bir rahip ve eşi tarafından evlat edinilen zenci bir çoçuk başrolümüz oluyor. Tabi bir de esrarengiz kim olduğunu kendi de bilmeyen karakterimiz. Dizi kayıp bir çocuğun arama çalışmaları ve günümüze gelince ise çok sevilen bir hapisane müdürünün ölümü ile devam ediyor.

    Buradan sonrası SPOİLER içerir.
    Hapisane müdürümüzün ölümünden sonra yeni atanan müdür ile binada 30 yıldır kapalı olan bir kanadın olduğunu öğreniyoruz. Bununla da kalmıyor mahzen gibi bir yerden bir oğlanı kurtarıyorlar. Konuşmuyor. Sadece tek bir isim söylüyor.
    “Henry Deaver”
    Aklınıza 30 yıldır bu adam hapisane müdürlüğü mü yapmış sırusu geliyor sonrasında 30 yıldır hapis tutulan biri bu kadar genç olamaz sorusu tabiki. Ama sonraki sorularımızın yanın da bunlar pffttt nedir ki yani? Hiç. İlk önce beynimiz biraz yanacak. Isınma turları bunlar. Tanrının sesini duyacaksınız bu dizide
    Sonrasında gariplikler bitmiyor. Dizinini sıonunda ve başında tekrar eden bir cümle var.
    Bunları ben yapmıyorum bu şehir yaptırıyor.


    Zenci avukatımızı evlat edinen rahip ve karısı...


    Komşu kızı ve emlakçılık yapan aynı zamanda insanların kafalarındaki sesleri duyabilen …


    Hapishane müdürü.
    ..


    Emekli polis şefi ve aynı zamanda rahibin karısının aşığı..
    .

    Garip bir şekilde konudan çok alakasız aralarda dolaşancinayetlere meraklı kilise de ve emlakçıda çalışan sarışın kızımız...


    Hapishanede yıllarca kapalı kalan kim olduğunu bile neredeyse unutan çocuk.
    ..


    Herkesin bir sorununun olduğu bir kasaba.

    Dizi de arka fonun da süreklli kahverengi olması da farklı bir depresif konulardan biri.

    Olayları tam çözülüyor gibi hissediyorsunuz derken hobaa işler paralel evren konularına dönüyor. O saatten sonra da hiçbir sey mantığa uymuyor. Zamanlar olaylar tutmuyor.

    Merak uyandırıcı mıydı? Evet. Çok mu durağandı ? Evet. Olaylar mantıklı mıydı? Hayır. Beni delirtti mi peki bu? Kesinlikle evet
    Peki 2.sezonu izleyerek kendinize bu mantık çelişkisi acısını yaşatır mıydınız? 🙂

  • Google Chrome Kısayolları

    Google Chrome Kısayolları

    En çok kullanılan tarayıcılardan biri olan Google Chrome her geçen daha da fazla kullanılan tarayıcılardan biri olmaya devam ediyor.
    Hergün sayısız kez kullandığımız Chrome’un pratik ksayolları derledik.

    1. Ctrl+N : Yeni pencere açar.
    2. Ctrl+T : Yeni sekme açar.
    3. Ctrl+Shift+N : Gizli modda yeni pencere açar.
    4. Ctrl+O : Google Chrome’da yeni dosya açar.
    5. Shifte Basarak Linke Tıklamak : Linki yeni pencerede açar.
    6. Ctrl+Shift+T : Son kapadığınız sekmeyi açar.
    7. Ctrl+1 – Ctrl+2 : Sekmeler arası geçişi sağlar. Kaçıncı sekmeye gitmek istiyorsanız o sayıyı tuşlayınız.
    8. Ctrl+9 : Son kullandığınız sekmeyi açar.
    9. Ctrl+Tab : Bir sonraki sekmeye gider.
    10. Alt+F4 : Açılı olan pencereyi kapatır.
    11. CTRL+W : Açılı olan sekmeyi kapatır.
    12. Alt+Home : Ana sayfanızı açar.
    13. Alt + F : Özelleştirme panelini açar.
    14. CTRL+Shift+B : Bookmarkları kapatır.
    15. Ctrl+H : Geçmişi açar.
    16. Ctrl+J : İndirilenleri açar.
    17. Shift+Esc : Görev Yöneticisini açar.
    18. F6 : Adres çubuğunu aktif hale getirir.
    19. CTRL+Shift+J : Geliştirici Araçlarını açar.
    20. Ctrl+Shift+Delete : Tarama verilerini temizleme ekranını açar.
    21. F1 : Yardım bölümünü yeni sekmede açar.
    22. CTRL ve + CTRL – : Sayfayı yakınlaştırır ve uzaklaştırır.
    23. CTRL+0 : Sayfa zoom’unu %100 yapar.
    24. Space : Ekranı aşağı kaydırır.
    25. Home : Sayfanın en başına götürür.
    26. End : Sayfanın en sonuna götürür.

  • Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı – Mark Manson

    Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı – Mark Manson

    “Bütün dünya size karşıymış gibi hissediyorsanız, muhtemelen size karşı olan kendinizden başkası yoktur.”
    Evvet😎 Neredeyse 1 yıldır okumak istediğim kitabımı en sonunda almış ve okumuş bulunmaktayım. Aslında alamamamın sebebi hep internet. Sitelerde daha ucuz, internetten alayım… Sonra birkaç kitap daha ekleyeyim ki kargo parası vermeyeyim… derken hiçbir kitabı alamamak😓 
    Sonunda görür görmez aldım. 

    Kitap konu bakımından biraz klasik. Özellikle de the secret kitabını okumuş olanlar bu kitabı okuyunca daha iyi anlayacaklar. Ama ben çok beğendim. Her bölüm başında bir hikaye anlatması. Hikayeler üzerinden çok güzel anlatımları vardı. Özellikle de japon askerin hikayesi… 

    “Bedenimdeki en harika organın beynim olduğunu düşünürdüm. Sonra birden bunu bana kimin söylediğini fark ettim.”

    Kesinlikle beklediğimin ötesinde bir kitaptı. Hayata karşı yeni bir bakış açısı getiren bir kitap. Ve hayata karşı bakış açın değiştiği anda sende artık yeni bir sen oluyorsun…

  • Sweet Home – Korean Drama

    Sweet Home – Korean Drama


    Tür: Aksiyon, gerilim, fantastik ve bilim kurgu
    Yazıma başlamadan önce hemen buraya fragmanını ekliyorum… 😇 Sweet Home | Resmi Fragman | Netflix

    Beni etkileyen dizilerden biri dahaaa. Konusu hem tanıdık hem de yabancı aslında. Bulaşıcı bir virüs yayılıyor ve insanları canavara dönüştürmeye başlıyor. Bir grup virüsü kapmayan insanlarda buna karşı hayatta kalma savaşına başlıyorlar. Epeyce kanlı bir savaş. 

    Ben ilk önce webtoon olarak başlayıp dizisi olduğunu öğrenince hemen diziye doğru akışı gerçekleştirdim😂 Ama sorun şu ki dizi 1 sezon. İkinci sezon daha yok. Bu merakla ne yaptım? Webtoon a hemen geri dönüverdim. Ve iki günde bitti. Sonu tatmin edici miydi… Bunu tabikii söylemeyeceğim. Aynı heyecanla okumanız gerekiyor ponçikler… Biraz geriyor ama asıl heyecanı da burada değil mi?

     Cha Hyun-Soo by Song Kang

    Başkarakterimiz webtoon a kıyasla çok yakışıklı ve liseli.. Hayatta tek başına kalmış bir genç. Ailesinin ölümünden sonra küçük bir apartman dairesine taşınıyor. Hayatta hiçbir beklentisi kalmamış bir genç.. Apartman sakinleri ile birlikte burda hayatta kalma ve aynı zamanda apartmandaki canavarlaşan insanlarla mücadele…  Her adımda heyecanla bekliyorsun. Çünkü öyle bir ortam var ki her an biri ölebilir. Virüsten canavarlaşacaklar mı yoksa bir canavarlaşan insanlar tarafından öldürülecekler mi? Aslında bu sadece bizim değil karakterlerin de korkusu. Onların korkusu ile sende soluksuz izlemeye devam ediyorsun.
    İçsel duygu karmaşaları, yeni dostluklar, insanların hayatta kalmak için yaptıkları şeyler… Hepsi de çok güzel anlatılmıştı. Tek kusur canavarlar pek inandırıcı olmamış 😅 Ama webtoon’daki canavar çizimleri elbette çok güzeldi.  

    Bastard


    Zaten bu dizinin dikkatimi çekmesi bu webtoon’u yazan Kim Carnby yazarının daha önceki, yine korku olan bastard adlı webtoon unu okumam ile başladı. Gerçekten korkunç ve psikopatçaydı. Ve gerçekten o korkuyu hissederek okumuştum. 

    Sonrası merak ve kendimi Sweet Home’u izlerken bulmak.. 😂

    Seo yi Kyeong by Lee Si-young


    Karakterlere geçecek olursak. Dizi ile webtoon neredeyse aynı çok hafif değişiklikler yapmışlar. Bu karakterimiz dizide yok mesela. Ama iyi ki gelmiş. Allahım dedim şu vücudu bana da nasip et yarabbimm. Aminn 😇 


    Seo yi Kyeong by Lee Si-young

                                                                                                                                                                                                                             
    Tabiki işi burda bırakmadık. Küçük bir araştırma sonunda bu ablamızın eski amatör boksör olduğunu öğrendik. Bir de 1982 doğumlu olduğunu… Öhöm devam edelim.





    Pyeon Sang Wook by Lee Jin-wook

     *Derin bir iç çekiş…. Webtoon da da karizmatik bir karakterdi ama dizide ayrı bir düştüm. Kendisi eski polis. Neden atıldığına dair bir bilgimiz yok ancak öfkesinden dolayı olduğuna dair söylentiler var. 






    Bu karakter bence esas karakter kadar önemliydi. Eski bir asker. Ancak birini kurtarırken bacağını kaybetmiş. Ne yazık ki sadece bacağını değil. Ailesini, işini… Ama yine de hayata karşı gülümseyerek güçlü durabilen biriydi. Ve elektronik eşyalar konusunda çok yetenekli. 







    Favori çiftim… Gitarist kız ve incilini bir an olsun bırakmayan inançlı oğlan….


    Ve hayatta kalan apartman sakinlerimiz…. 

                                                                                          Genel bakınca güzel bir diziydi…. 2. sezonunu heyacanla bekliyorum. Webtoon dan farklı gelişen olaylar var 😀

  • Arzuların Esiri – Kresley Cole

    Arzuların Esiri – Kresley Cole

    İmmortals After Dark Serisi #2

                        

    Evet Kresley Cole’dan Arzuların Esiri kitabını bitirmiş bulunmaktayım ve bayıldım. Tek kelimeyle bayıldım kitaba. Çok farklı bir seriydi. Özellikle de çok fazla romans kitap okuyanlar çok iyi bilirler ki artık bir yerden sonra her şey birbirinin aynı gelmeye başlıyor. Ama bu seri sizi tamamen aşk konusunda da bambaşka bir evrenin içine çekiyor ve orada resmen kayboluyorsunuz.

    Yazar yeni bir evren oluşturmuş. Ve bu evrende öyle bir topluluk oluşturmuş ki aklınıza gelebilecek bütün mitolojik varlıkların bir arada bulunduğu bir evren düşünün. Bu topluluğa biz kitapta İrfan diyoruz. Ve mitolojik varlıklar deyince anlamalısınız ki hepsi de güzel ve yakışıklı ölümsüzlerden oluşan bir topluluk.
    *Derin bir iç çekiş. 
    Boşuna ne kadar abartmış yaa demeyin beni ancak okuyanlar anlayabilir 😇😆
    İlk kitabı maalesef ki türkçeye çevrilmemiş ( The Warlord Wants Forever #1) 
    Ama bu çiftimizi sürekli diğer kitaplarda görüyoruz.

    Gelelim kitabın konusuna:) Kitap serinin ikinci kitabı. Bir Vampir ile bir Kurt Adamın aşkını konu alıyor.  Bu irfan yaratıklarının arasında bazı ırkların erkekleri kendi eşlerini bulunca birtakım tepkiler ile eşlerinin o kişi olduklarını anlıyorlar. Bu kısımda keşke bizde de böyle olsa dedim. Her kızın hayali hayatının geri kalanını geçireceği bir hayat arkadaşı ahh ah. Bu kitap size hayaller kurduruyor. Ama şunu da söylemeliyim hayatının gerii kalanı derken bu yaratıklar sonsuza kadar yaşıyorlar. Yani yaşlanmıyorlar. Tabii ki her doğal seleksiyon gibi burda da Tahta Çıkış var. Her 500 yılda bir olan Tahta Çıkışımız ise yaklaşıyor. Ama o çok sonraki kitapların konusu.

    Kitabımızda uzun süredir esaret altında bulunan bir kurt adamımız var. Çok uzun süredir. Sadece esaret altında değil. Aynı zamanda hiç bitmeyen bir işkence altında. Tabi ki uzun süre işkence altında kalmak akıl sağlığına pek iyi gelmiyor. Ve buradan kurtulduğunda eşinin bir vampir olduğunu öğreniyor. Nefret ettiği vampirlerden biri. Kurt adam halkının ezeli düşmanları. Belirtmeliyim ki kurt adamlar ile vampirler yüzlerce yıldır savaş halindeler. 

    Sizce böyle bir ilişki yürür mü? Tabii ki normalde yürümez ama bu bir kresley kitabı 🙂

    Bir yanda onların aşkını okurken bir yandan İrfan evrenin öğreniyorsun bir yandan da onların arkadaşlıkları ailelere dostlarını. Sadece 2 kişi üzerine kurmamış tamamen olay örgüsü ile sarılmış bir konu var. Her şeyin bir mantığı var. Bu neden olmuş bu niye böyle dediğim bir konu asla olmuyor ve o tanıdığın dostlar arkadaşlar aile üyelerini merak etmeye başlıyoruz. Peki bunun başına ne gelecek? Bunun olayı yarım kaldı devamında ne olacak bu yan karakterlere? Tamam ben bu kurt adamlı Vampir Hikayesi okudum ama diğerini hikayesini de anlatıyor diğeri ile ilgili bilgilerde veriyor onun hayatını da görüyorsun ve diyorsun ki hayır bunun hikayesi yarım kaldı bu ne yapacak? Hayatımda hiç bu kadar merak ederek bir solukta okuduğum bir seri olmamıştı. 

    O kadar güzel birbirine bağlıyor ki konuları kitap bittikten sonra diyorsun ki hayır diğeri nerede diğer kitaba başlamam lazım yani birini bitirmeden diğer kitabı merak etmeye başlıyorsun 😄😃

    Değerlendirme: 5 / 5.

  • Fight For My Way – Korean Drama

    Fight For My Way – Korean Drama

     Biten bir kore dizisinin ardından yine yazmak için masama koştumm. Tabikiii her kore dizisinin sonunda olduğu gibi dizinin bitişiyle birlikte bir boşluğa düşüş yaşadım elbette. Bir bof , personal taste, coffee prince, pinocchio, city hunter ya da healer değildi elbette. Off bende övüyor muyum gömüyor muyum belli değil 😂 Ama övüyorum dostlarım😁 

    Özellikle de çiftimizi ve yan karakterler olan ikinci çiftimizi çok sevdim. Normalde hadi artık esas karakterlere dönün diye sabırsızlıkla beklerdim. Ama burdaki ikinci çiftimiz de bir o kadar heyecanla takip ettiğim bir çiftti. Tabiki vazgeçilmez kore klasiklerimiz eksik olur mu? ASLAAA 😂 Yine sinir bozucu bir eski sevgili yok muydu? Tabiki vardı. Bir kore dizisinin kore dizisi olması için yazılı olmayan belli başlı kurallarımız var elbettee 😄 En sevdiğim de kuçüklüklerinden beri yaşadıkları olayları gösterip neden bu şekilde davrandıklarını anlatmaları kısmı. Kızmak istediğinde bile kızamamak. Tam can sıkıntısı için ponçik bir diziydi. Esas oğlanımızın yaptığı kasları da azıcık ağzımız sulanarak izledik. Şimdi burda biz bizeyiz  😁

    Kaybolan hayaller… İlerleyen yaş… Ve yine de ne kadar hayallerini gömmeye çalışsan da kalbinin asla bundan vazgeçmeyip kıpır kıpır atmasını engelleyememen… Hayatın acımasızlıkları ama yine de bir yerde tutunmaya çalışman ve vazgeçmemek… 


    Bu tatlış çocuktan bu kaslı oğlanın çıkacağını hayal edebilir miydik? Ben Hayır diyorumm 😦 Tabiikii neymiş asla pes etmeyip spora devam fighthing. Burdan kendimi de motive ettikten sonra devam edebiliriz… 😉
    Kadromuz aşağıda ki şekilde … 

  • Tetikçi – Lawrence Block

    Tetikçi – Lawrence Block

    Fark ettim ki günümüzde yazılan o kadar çok roman okumuşum ki bu eski roman bana farklı bir tat verdi. Heyecanla başlayan ama dingin bir havayla birlikte giden ilginç bir romandı benim için.
    değişik bir konusu vardı. Dili güncel romanlara göre daha sadeydi. Sade ve net.
    Ancak itiraf etmeliyim ki belli bir yerden sonra okumamı sağlayan şey merak oldu.
    Durağan bir roman. Hadi diyorsun belli bir yerden sonra. Ne olacaksa olsun artık. Tabii ki bir romantik roman delisi olarak sonu çok güzeldi 😊 Eskilerden yazılmış bir kitap olarak detaylarımız yok tabiki.

    Dikkat spo geliyor… Bir mutlu sonumuz oldu. Ama oralardan oraya nasıl bağladı olayları tebrik ettim.

    Bundan sonrası kitabı okumak isteyenler için spoiler içerir. Dikkat.

    Şimdi canlarım bizim kitaptaki gibi duygusuz bir şekilde yıllardır inşaları para karşılığı öldüren bir tetikçimiz var.
    Kitaptaki üzen şeylerden biri kişinin fiziksel özellikleri hakkında çok fazl bir detay vermemesi. Romans’cılar bilir ki ttırnağın ucundaki lekeden kirpiklerin kıvrımına kadar detay vaedır. Burda bildiklerimiz özünde adamımızın çok dikkat çekmeyen bir yapısı var.
    Ve adamın duygu yoksunu olmasının bir nedeni de adam artık bunu işi olarak görüyor. Herkes nasıl para kazanmak için işe giderse bu adam için de para kazandığı işi b. Tabi büyük paralar dönüyor işin içinde. Para tatlı tabii 😊

    40’lı yaşlarında artık. Emekli olmak istiyor. Stresli bir iş tabii. Bankada paraları da bir ömürden fazla yetecek kadar birikmiş. Son bir iş daha diyerek gelen teklifi kabul ediyor arkadaşı ve ortağı olan k ile. Yıllardır birlikte çalışmışlar. Ailesi olarak gördüğü tek kişi. Biri sahada iş yapıyor diğeri arka planda bilgi sağlıyor.

    Beklemedikleri tek şey son bir iş adı altında tuzağa düşürmek. Buradaki aldığımız ders hiçbir silahı çıplak elle tutmamak. Hep filmlerde verilen silahları bir bez ile alırlar ya. İşte burada anlıyorsunuz. Bir adamı öldürmemiş olsanız da herkes öldürdüğünüzü düşünebili.

    Burası biraz ironikti aslında bir tetikçinin bir cinayette aslında masum olması.

    Sonrasındaki kaçış ve yollar geçen uzun günler. Oradaki anlatımları ve yoldaki çevreyi betimlemeleri çok güzeldi. O yollarda giden o arabada gece vakti rahatsız bir şekilde uyuyan kişi sizmişsiniz gibi hissettiriyor. Ama söylemeliyim kişi soğukkanlı katil havasını sonuna kadar hisesttiriyor yazar.
    Ben o durumda olsam ecel terleri döker panikten kalbim çarpardı. Adam olabildiğine sakin ve mantıklı. Korkuyor tabi ama soğukkanlılığını hissedebiliyorsunuz. Adam yolda giderken gayet rahat bir şekilde adam öldürüp tek endişesi ne kadar zamanda bulurlar bu adamı ve kendisiyle ilişkilendirilir mi düşüncesi.

    Yollarda ilerlerken günler haftalara ve haftalar aylara dönüşürken bir yandan da gazete deki takip edilen haberlerde unutulmaya başladığını farkettiği vakit içsel bir sorgu sürecine giriyor baş karakterimiz.

    Sonrası kendisinin bile şaşıracağı şekilde yaptığı bir iyilik sonucu gelen yeni bir hayat ve yeni bir aşk..

    Tabiki bu bir aşk romanı değil. Geçmişleri peşlerini bırakmıyor. Onlarda bırakması için kendi temizliklerini yapmaya karar veriyorlar. Burdan sonrası aksiyon.

    Sonu ile alakalı en büyük spo yu başta verdim zaten😊

    Genel olarak bakarsam kitabı sevdim. Bunca zamandır eski romanlardan okumadığı farkettim.

    Değerlendirme: 1 / 5.